Neymiş Bu CrossFit?

Üç yıllık CrossFit deneyimimin ardından bu antrenman metodunu günlük hayatıma nasıl uyarladığımdan bahsetmek istedim. Bir arkadaşım sayesinde tanıştığım bu spor hayatımı nasıl etkiledi, neler öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum?

Öncelikle CrossFit nedir? sorusuna bir cevap arayalım. Temel amacı güç, kondisyon ve esneklik kazandırmak diyebiliriz. Olimpik kaldırışlar, calisthenics ve aerobic egzersizlerden oluşur. Antreman nasıl yazılır? Antreman metotları nelerdir? Evde yapabilir miyim? sorularına başka bir yazıda değinmek istiyorum. Bu yazıda kendi tecrübelerimi size aktarmaya ve farklı bir bakış açısıyla CrossFit’i anlatmaya çalışacağım.

Nasıl başladığımdan bahsedeyim kısaca, üç yıl önce bir box’a(havalı isimleri severiz, box, CrossFit salonuna verdiğimiz isim) kayıt oldum. İki günlük bir eğitim sürecinden geçmiştim. Eğitimde temel hareketler neler, nasıl yapılırlar? Olimpik kaldırışlar nelerdir vb. gibi konulara değindik. Eğitimi de aldıktan sonra süper bir gazla CrossFit yapmaya hazırdım. Her şey çok kolay görünüyordu. İlk antremanıma girdiğimde bütün fikirlerim değişti. Günlük hayatta sürekli oturmak esnekliğimi azaltmış ve kondisyonumu düşürmüştü, kuvvetim ise kendimi taşımaya yetecek kadardı. Bir haftanın sonunda ağrımayan yerim kalmamış, yataktan kalkamaz bir hale bürünmüştüm. Kendimi zorlamayı seven biri olarak devam etmeye kararlıydım. Üzerinden geçen bir ayın sonunda kendimdeki değişikliği fark edebiliyordum. Bir yerlere yürümek, merdiven çıkmak, eşya taşımak artık zor gelmemeye başlamıştı. Bu durumu fark ettikten sonra CrossFit’e iyice bağlandığımı söyleyebilirim.

Peki üç yıl boyunca sadece merdivenleri kolay çıkmak, eşya taşımak yahut bir yere yürümek için mi bu sporu yaptın sorusunu sorabilirsiniz. Düzenli olarak hareket etmeye başladınızda, hareketsizlik sizi kötü hissettirir, yavaşlatır ve ağırlaştırır. Başta benim hedefim düzenli hareket etmek oldu, sonrasında bir oyuna dönüştüğünü hissettim. Her gün farklı bir antreman olması ve ekip halinde spor yapmak bunun başlangıcıydı. Hareketleri yapabilme kapasitemi arttırmak sonrasında bu oyuna dahil oldu, nasıl daha iyi Snatch(koparma) yaparım? Ellerimin üstünde nasıl yürürüm? Nasıl esnemeliyim? sorularını araştırmaya başladım. Zamanla ulaştığım seviye gittikçe arttı, farkındalığımın da arttığını söyleyebilirim.

Şimdi anlatacağım farkındalıklar tamamen kişisel farkındalıklar, daha doğrusu sürekli anlatılandan biraz farklı bir bakış açısı demek doğru olabilir. Bu kısımı okurken antremanlar hakkında biraz bilginiz varsa ve biraz CrossFit ile uğraştıysanız anlamlandırmanız biraz daha mümkün olacaktır.

İlk olarak, olimpik kaldırışları ele alalım. Snatch ve Clean & Jerk(silkme) olimpik kaldırış hareketleridir. Bu hareketlerde teknik çok önemlidir, tekniğiniz ne kadar iyiyse bu kaldırışlarda o kadar iyisiniz denebilir. Teknik yavaş yavaş gelişir ve alışmak zordur, geliştikten sonra ise soğuk kanlılık ve sakinlik gereklidir. Yeri geldiğinde kendinizden ağır halterleri kafanızın üstüne kaldıracaksınız, paniklerseniz ve tekniğinize güvenmezseniz o ağırlık yerinden kalkmayacaktır. Peki bunu hayata nasıl uyarlıyorum. Bir problemimiz var ve bunu çözmek istiyoruz. Probleme ağırlık diyebiliriz, çözüm yoluysa onu kaldırmak. Tekniğim ağırlığı kaldırmak için yeterlimi, sorusunu soruyorum kendime. Yani bu problemi çözmek için yeterli donanıma sahip miyim? Eğer sahipsem panik yapmadan sakince bu sorunu nasıl çözebileceğime odaklanıyorum, değilsem yeterli donanımı kazanmaya çabalıyorum, yani soğukkanlılık ile tekniğimi geliştirmeye çalışıyorum. “Alt tarafı halter kaldırıyorsun…” diyenlere kulak vermemek sevdiğim davranışlarımdandır. Başarı sadece bir işi yapmaktan ibaret değildir, o işe ne kadar emek verdiğinle ve ne kadar saygı gösterdiğinle doğru orantılıdır.

İkinci olarak, kondisyon antremanlarımda süremi nasıl ayarlıyorum ve hayatımda nasıl uyguluyorum. Antremanda süreyle yarıştığımız veya şu kadar süre içerisinde şu kadar hareket yapıcaksın tarzı antremanlar olur. Örneğin, 16 dakika içinde ne kadar yapabiliyorsan, 10 kere şınav çek 150 metre koş denenebilir. Daha önce bu tarz antreman yapmış biri hemen kendine soru sormaya başlayacaktır. Hangi tempoyla gitmeliyim? 10 şınavı kaç kaç yapmalıyım? 100 metreyi hangi tempoda koşmalıyım? bu tarz soruları cevapladıktan sonra elinden gelen en iyi skoru yapmaya çalışacaktır. Gelelim bunu nasıl günlük hayata uyarladığıma. Sınavlarım ve projelerim var, iş sahibiyim bitirmem gereken işlerim var, hepsini aynı anda nasıl yöneteceğim büyük bir problem. Zaman, günümüzde satın alamayacağımız ve geri dönüşü olmayan kavramlardan birisi. Öncelikle, işlerimi bitirmem gereken zamanı not alıyorum. Sonrasında konuları nasıl bölmeliyim, böldükten sonra hangi konuyu hangi tempoyla yapmalıyım sorularını soruyorum kendime. Aslında yaptığım şey antremana başlamadan önce kendime sorduğum soruların farklı versiyonları. Planlarımı yaptıktan sonra gerisi çok kolay. Kendimi işime, dersime veya ne yapmak istiyorsam ona veriyorum.Bunu uzun bir süreçte değil, basit gündelik yaşamanızda bile uyarlamanızın katkısı size büyük olacaktır. Ben boş zamanlarımı bile antreman yaparmışçasına planlamayı seviyorum. Örneğin iki saat boşluğum var bunu 15 dakikada bir, bir sayfa kitap okuyarak değerlendiriyorum. 15 dakikada ise ne yapacağım bana kalmış, internette dolaşmak güzel bir opsiyon. Toparlamak gerekirse, planlamayı her gün antremanda yapıp pratikleştirdiğim için gündelik hayattaki işlerimi çok kolay planlayabiliyorum ve üstesinden gelebiliyorum.

Sporu hepimiz sağlıklı olmak yada iyi görünmek için yapıyoruz. Genelde araştırma yaptığımda sürekli fiziksel olarak değerlendiriliyor bu spor metodu. Bense farklı bir bakış açısıyla düşüncelerimi ve farkındalıklarımı paylaşıyorum sizlerle. Bu bakış açısı belki sizde farklı düşünceler uyandırmaya yeterlidir. Belki sizde başka bir işle ilgili farkı bir farkındalığı hissetmişsinizdir şu an.

Kısacası, ben sporu günlük hayatımda sadece merdiven çıkmak, iyi görünmek veya bir şeyler taşımak için kullanmıyorum. Spor yaparken hayat kalitemi nasıl arttırırım, ve bunun için neler yaplıyım konularını düşünüyorum.