Evde Verimli Çalışmak

Kuzey Köse
3 min readApr 24, 2020

--

Evde verimli çalışmak üzerine fazlasıyla düşündüğüm bir konu haline geldi. Uzaktan çalışmak gün geçtikçe popülerleşen bir durum, çalışanların kendi ortamlarını yaratmaları ve bu ortamlarda çalışmaları çok önemli. Bir çok yazıda ‘9 yöntemle evde verimli çalışın!’ konu başlıklarını gördüm, okuyup inceledikten sonra hepsinin bilindik maddeler hakkında yazdıklarını fark ettim. Bende evde geçirdiğim sürede nasıl verimli çalıştığımı ve zamanımı nasıl verimli kullandığımı anlatmak istedim.

Hızlıca başlamam gerekirse, sabah kalktıktan sonra ufak bir hareket, algılarımın açılmasını hızlandırıyor. Bu ufak hareket spordan ziyade evin içinde 5–10 tur yürümek gibi düşünülebilir. Yürürken de yapılacaklar listesi oluşturuyorum. Aklıma gelen ve gün içerisinde yapmam gereken işleri yazılı görmek unutmamı engelliyor. Bunun için telefonumdaki notlar kısmını kullanıyorum ancak farklı uygulamalarda mevcut. Kendimi buna alıştırmak biraz zor olsada başardığımı hissediyorum, yapılacakları unutmamak önemli. Bu özelliği yakın bir arkadaşımın benimle paylaşmasıyla kendime kazandırdım, hayatı kolaylaştıran bir özellik.

Sabahki algımla, akşamaki algım çok farklı oluyor. Sabah çok hızlı odaklanabiliyorum ve yapılacaklar listesindeki zor işleri sabaha almaya gayret gösteriyorum. Benim için zor konulara sabah başlamak genellikle güç olmuştur, beynim hep dikkatimi dağıtacak unsurları gözüme sokup, beni masa başından kaldırmaya çalışıyor. Bende bu sorunu 5 dakikalık bir uygulamayla çözdüm. İşlere başlamadan önce kolay bir sudoku ya da bir bulmaca çözüp masa başında konsantrasyonumu sağladıktan sonra yapılacak olan işlerime başlıyorum. Algılarımın daha hızlı açıldığını hissediyorum ve zor işleri daha hızlı halledebiliyorum. Masa başında odaklanmadan oturup, 1 saatte bitirilecek bir işi 2 saatte bitirmek, hiç hoşlanmadığım bir çalışma şeklidir. 1 saatimi dizi izleyerek geçirmek daha mutlu ediyor beni.

Ertelemeyi çok seven biri olarak, evde geçirdiğim günlerde bu özelliğimden arınmaya çalışıyorum. Yapmam gerekeni hemen ‘Aradan çıksın!’ diye düşünüp yapmaya koyuluyorum. Gerçekten aradan çıkıyor ve farklı bir aktivite yaparken düşüncelerimi kurcalamıyor. Böylece yapılacaklar da birikmemiş oluyor.

Açıkçası işlerimi gergin olmadan yapmak benim için çok önemli çünkü gergin olursam kalitesiz ve sevmediğim bir ürün ortaya çıkarmış oluyorum. Bunu yenmek için de işi oyunlaştırmam gerekiyor. Örneğin sevmediğim tarzda bir araştırma konum var, saatlerce okuyarak araştırmaktansa videolu kaynaklara, görsel içeriklere bakıyorum, konunun ilgimi çekmesini sağlamaya çalışıyorum. Bunları yaparken konu hakkında bir fikir sahibi oluyorum ve okumam gerekenleri daha rahat okuyabiliyorum.

Dağınıklık konusu hala üzerine düşünmekte olduğum bir konu. Okuduğum kaynaklarda ‘Ortamınızın toplu olması çok önemli’ yazıyordu. Açıkçası işimi yapabiliyorsam ve mutluysam neden ortamım toplu olsun anlamış değilim. Dağınıklığı topladıktan sonra onu da bir iş olarak görüp kendi yapacaklarımı yapamıyorum, bu yüzden o eforu işlerime yöneltmek daha mantıklı geliyor.

Bu aralar kendime ne zaman dur demem gerektiğini öğretmeye çalışıyorum. Mesela Netflix dizilerine dalınca farkına varmadan saatlerimi ekran karşısında geçiriyorum ve bir bölüm izleyecekken bir sezonu bitiriyorum. Bu özellik hiç sevmediğim bir özelliğim. Sanırım bunun nedeni, dizilerin algımı çok fazla dağıtması, dağıldıktan sonra kolayca toplamak biraz zor oluyor. Bunun üstesinden gelmek için fazlasıyla alarm kurmaya başladım. ‘10 dakika sonra işe başlıyorum’ diyip alarm kuruyorum ve uygulamaya çalışıyorum. Başta çok zor olsada insan yavaş yavaş üstesinden geliyor. Bir müddet sonra, alarmın sesini duyup odaklanmaya çalıştıkça, odaklanmak gün geçtikçe daha kolay hale geliyor. Pavlovun Köpeği misali denebilir sanırım.

Gün sonu değerlendirmesi yapmaya yeni yeni başladım. ‘Bu gün ne yaptım?’ sorusunu cevabı hepimiz için çok önemli. İşte bu soruyu kendime sorduğumda o günün vermli yada verimsiz geçtiğini hissedebiliyorum. Kendime verdiğim cevaplardan kısa dersler çıkartmaya çalışıyorum ve bu dersleri sonraki günlerde uygulayacağım. Aslında bir nevi tecrübelenmek denebilir.

En sevdiğim aktivite ise bütün işler bittikten sonra günü kapatma zamanı. O an canım ne istiyorsa onu yapıyorum ve bir sonraki güne kendimi mental açıdan hazırlıyorum. Oyun oynamak, dizi izlemek ve bir çok aktivite…

Bunları her gün uygulamak biraz zor açıkçası. Modumuzun değişkenliği buna büyük bir etken. Bazen daha mutlu hissedip listenize bir sürü yapılacak yazabilirken bazı günler ise kestirip atmak çok normal. Sonuçta robot değiliz, enerjik olmak, yorgun hissetmek bazense düşünceli olmak çok normal. Bu aralar, fazla çalışan biri olarak verimliliğimi bu şekilde arttırmaya çalışıyorum. Zamanı iyi kullanmak; üretmek ve üretken olmak için çok önemli.

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

--

--

Kuzey Köse
Kuzey Köse

Written by Kuzey Köse

Software Engineer and may be content creator. https://twitter.com/kuzeyks

No responses yet

Write a response